Bugün Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) çoğunluğu aydınlardan oluşan, ancak demir yolu ve maden işçileri de dahil olmak üzere yalnızca 50 üye tarafından kuruluşunun 100. yılı. Kuruluşundan 100 yıl sonra resmi üyelik rakamı 95 milyon ve partinin 4,8 milyon şubesi var. Şüphesiz ki bu dünyanın gördüğü en büyük siyasi parti. Üyelerinin dörtte biri 35 yaşın altında; %29’u kadın, bu oran 1949’da %12’ydi ve üyelerinin yarısından fazlasının üniversite diploması var (yani yarısının da yok!).
2021’de ÇKP, kapitalistlerin için kapitalistlerin partisi mi, yoksa işçiler için işçilerin partisi mi? Kısa cevap, ikisi de değil. Ancak uzun cevap daha da karmaşık.
ÇKP, ilk başlarda, Komünist Enternasyonal’in (Komintern) yardımıyla iki entelektüel Chen Duxiu ve Li Dazhao tarafından yönetiliyordu. Bu liderler ÇKP’yi Sovyetler Birliği’ndeki Bolşevik partiyi model alan Çin işçi sınıfının partisi (oldukça küçük) olarak görüyorlardı. Onlara göre, Çin’de değişimin ve devrimin temsilcisi işçi sınıfıydı, nüfusun %90’ını oluşturan köylüler değil. Yine de ÇKP 1925-27 döneminde çeşitli köylü hareketlerine öncülük etmiştir.
Ancak Komintern, ÇKP liderlerinden çeşitli bölgesel savaş ağalarını yenen Çan Kay Şek de dahil olmak üzere milliyetçi burjuva güçlerle birlikte çalışmalarını istedi. 1927’de ÇKP, işçi ayaklanmaları sayesinde Çin’in en çok sanayileşmiş şehri Şanghay’ın kontrolünü ele geçirdi. Çan Kay Şek şehre girdi ve ÇKP eylemcilerini katletti. Daha sonra Çan Kay Şek, Li de dahil Pekin’deki ÇKP liderlerinin öldürülmesini emretti. ÇKP liderleri, sözüm ona “sol milliyetçi” bir hükümetin olduğu Wuhan’a kaçtı. Ancak Wuhan hükümeti Çan Kay Şek’e desteğini bildirdi ve daha fazla sayıda KP üyesini katletti.
ÇKP kırlara çekilmeye zorlandı ve kırsalda köylü tabanlı bir gerilla ordusu kurmayı seçti (gerçekten başka seçeneği yoktu). Chen Komintern tarafından ÇKP’den ihraç edilince muhalefete geçti ve gizemli bir şekilde hayatına son verdi. Mao’nun ÇKP’si daha sonra, 1949’da zafer kazanmadan ve şehirleri işgal etmeden önce Japon işgaline, Çan Kay-Şek’in güçlerine ve dış müdahaleye karşı uzun ve zorlu bir mücadele verdi, acımasız bir şekilde parti içinden veya dışından ya da şehirlerdeki bağımsız işçi örgütlerinden hiçbir muhalefete tahammül göstermedi.
Bu kısa, özet tarihten bile, ÇKP’nin 1920’lerin yenilgilerinden sonra işçi sınıfı içindeki tabanını kaybettiği ve uzun gerilla mücadelesinden sonra bürokratikleştiği açıktır. Üyeleri çoğunlukla köylü olmasına rağmen, liderliği genel olarak aydınlardan oluşuyordu. Ancak ÇKP hiçbir zaman Tayvan’a (Formosa) kaçan burjuva partisi olmadı.
Peki şimdi ÇKP’nin bileşimi nedir? Li Yang, Filip Novokmet ve Branko Milanovic World Inequality Database’de yakın zamanda yayınlanan, parti üyeliğinin sosyal bileşimine ilişkin yeni ve mükemmel bir çalışma mevcut. “İki kuşaktan daha kısa bir sürede işçilerden kapitalistlere: 1988 ve 2013 yılları arasında Çinli kent seçkinlerinin dönüşümü üzerine bir araştırma” başlığını taşıyor. Esasında, sunulan ampirik kanıtlar bu makalenin başlığını doğrulamamakta. 100 yıl sonra ÇKP esas olarak işçilerden (veya en azından sanayi işçileri ve tarım işçilerinden) oluşmayabilir, ancak işletme sahiplerinden de oluşmuyor.
Yazarlar, 1988-2013 dönemini kapsayan hanehalkı anketlerini kullanarak, Çin’in kent nüfusunun en zengin %5’inin özelliklerindeki değişiklikleri inceliyorlar. Bu en üst %5’lik gelir grubundakileri yazarlar Çin’in “elit”leri olarak tanımlıyor. (“Elitler, önemli kararları verme yetkisine sahip bireyler küçük nispeten uyumlu ve istikrarlı gruplar olarak tanımlanabilir.”)
ÇKP, çoğunlukta olan köylü tabanını 1980’lerde büyük kentleşme başlamadan önce kaybetti. Ancak çalışma, ÇKP’nin hala büyük veya küçük işletme sahipleri tarafından değil, giderek artan bir şekilde “uzmanlar” tarafından yönetildiğini ve bu tabakanın bile hala bir azınlık olduğunu gösteriyor. (Uzmanlar, “bilimle ilgili sektörlerde (örneğin, bilim, mühendislik, tarım, tıbbi bakım) ve sosyal bilimlerle ilgili sektörlerde (örneğin, ekonomi, finans, hukuk, eğitim, basın ve yayın, din vb.) çalışan tüm profesyonel ve teknik personel olarak tanımlanmaktadır. “)
Aslında, bunlar işçidir, en azından üretim araçları ile ilişkilerine bakıldığında. Gerçekten de, “profesyonel işçiler” olarak adlandırılmaları daha doğru olur. Bu profesyonel tabaka, 2013 yılında toplam ÇKP üyeliğinin %25’ini oluşturmuştur (1988’den bu yana çok az bir değişiklik). Resmi 2021 rakamı şu anda %27’dir. Ancak bu oran parti içindeki ‘elitlerin’ oranından çok daha yüksektir (ÇKP üyesi olan en yüksek %5’lik gelir grubu): uzman tabaka, 1988’de %28 olan ‘elit’ parti üyeleri oranının %38’ini oluşturuyor.
Aslında, verilere bakıldığında, genel parti üyeliğinin sosyal bileşimi, 1988’den 2013’te çok az değişmiş. İşçiler 1988’de üyelerin %16’sıydı, 2013’te ancak kentleşme ve sanayileşme nedeniyle %30’u (resmi 2021 rakamı şu anda %34) oluşturuyordu. Büro çalışanları ve hükümet yetkililerini de eklediğimizde, bu üç grup 1988’de üyelerin %75’iydi ve 2013’te hala %70’ti. Ayrıca bir diğer dikkat çekici olan şey, doğrudan kapitalistlerin (işletme sahipleri vb.) payının 1988’de çok küçük olması ve 2013’te hala ÇKP üyelerinin sadece %3’ü olmasıdır.
Değişen şey, ‘elit’ parti üyelerinin sosyal bileşimidir. İşçiler ve hükümet yetkilileri, 1988’de bu üye tabakasının %72’sini oluşturuyordu; bu, bütün üyelikteki paylarından biraz farklıydı. Ancak 2013’te uzmanların ve burjuvaların payının %43’e çıkmasıyla bu pay %57’ye düştü. ‘Elit’ ÇKP üyeleri genellikle üniversite eğitimli uzmanlar ve hem devlet hem de özel şirketlerdeki yöneticilerdir. Gerçekte, parti tabanının sosyal bileşimi ile partinin daha zengin üyeleri arasında giderek artan bir uyuşmazlık vardır.
Yazarlar bunu şöyle özetliyor: “Partinin çoğunluğu hale genel olarak “eski” sosyal gruplardan oluşuyorken, zirvesine giderek “yeni” sosyal gruplar hakim oluyor.” ÇKP, Çin nüfusuna (%18) kıyasla daha fazla uzman tabaka tarafından (%26) temsil edilmektedir. İşçiler şu anda Çin kentsel nüfusunun %50’sini oluştursa da ÇKP üyelerinin yalnızca %30’unu ve “elit” parti üyelerinin yalnızca %15’ini oluşturuyor.
Ama bu, yazarların (Milanovic öncülüğünde) iddia ettiği gibi bir tür “politik kapitalizm” (bu ne anlama geliyorsa) mi? Veriler öyle demiyor. Birincisi, burjuvalar hala bütün ÇKP üyelerinin küçük bir katmanı (toplam üyeliğin sadece %3’ü). Bunun herhangi bir kapitalist partide de böyle olduğunu öne sürebilirsiniz. ABD Cumhuriyetçi Partisi veya İngiliz Muhafazakar Partisinin üyelerinin çoğunluğu, küçük ya da büyük kapitalistler değildir. Ama bahse girerim ki bu tür burjuva ve küçük-burjuva tabakaların oranı ÇKP’dekinden çok daha yüksektir. Ve bu özellikle ‘elit’ üyeler arasında geçerli. ÇKP’de parti seçkinlerinin bile sadece %5’i büsbütün kapitalisttir. İkincisi, çalışma, Çin kapitalist mi değil mi diye karar vermeye yarayacak olan Çin ekonomisinin ekonomik ve sosyal temellerini değil, ÇKP’nin sosyal bileşimini araştırmaktadır. Çin Komünist Partisi hiçbir zaman çoğunluğu işçilerden oluşan bir parti olarak başlamadı (çünkü 1921’de işçi sınıfı çok küçüktü). Ve demokratik bir parti değildir, tüm politikaları en tepede kararlaştırılmakta ve taban tarafından (en azından açık) muhalefet olmaksızın izlenmektedir. En tepedeki liderler her şeye karar verir. Bu demokratik bir işçi partisinin tanımı değildir. Ama ÇKP de 100 yılın ardından kapitalistlerin partisi değildir. Sosyal bileşiminde işçilerin, teknokratların ve hükümet yetkililerinin partisidir; ve bu onların ‘elit’lerini de içerir.
Gerçekte, 95 milyon üye ile ÇKP, devlet aygıtı ve devlet işletmeleri tamamen bütünleşmiştir ve Çin’in kontrolündedir. ÇKP herhangi bir kapitalist sınıf tarafından yönetilmemektedir. ÇKP üyelerinin çoğunluğu işçilerdir (kol işçisi, beyaz yakalı ve profesyonel), ancak onun ‘elit’ liderleri enternasyonal sosyalist değil milliyetçi bir ideolojiye sahiptir ve kapitalist sektörle bağlantıları vardır.
Çeviren: Meral Alankuş