Karl Radek’in Çin Devrimi üzerine dersleri: Sovyet arşivi gizli belgeleri – Fabian Van Onzen

Bazen en değerli teorik çalışmalar sistemli kitaplar şeklinde değil konferanslar sonucunda ortaya çıkar. Karl Radek’in Historical Materialism kitap dizisi tarafından yakın zamanda yayınlanan Çin Devrimi üzerine dersleri örneği de böyledir. Radek’in KUTV’da (Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi) verdiği derslerin, Radek’in sol muhalefetle ilişkisi nedeniyle doksan yılı aşkın bir süredir Sovyet arşivlerinde gizli tutulan stenografik kopyaları Alexander Pantsov tarafından ortaya çıkarıldı. Wang Fanxi’nin Mao Zedong Düşüncesi gibi yakın tarihte yayınlanan diğer kitapların yanı sıra, Karl Radek’in Çin üzerine dersleri bize sol muhalefetin Çin Devrimi’ne yaklaşımına dair önemli belgeler sunuyor.

Kitap, Bolşevikler ve Çin Devrimi kitabıyla tanınan bilim insanı olan editörü Alexander Pantsov’un kolaylaştırıcı girişiyle başlıyor.  Radek 1925’te, Çinli komünistlere Marksist siyasi eğitim vermek için kurulan Sun Yat-Sen Çin Emekçileri Komünist Üniversitesi’nin başına getirilmişti. Kitap, Radek’in öğrencilerine Marksist teoriyi Çin’in birincil sınıf çelişkilerini belirlemek için Çin tarihine nasıl uygulayacaklarını öğretmeye çalıştığı 1925-1926 arasındaki derslerini içeriyor. Radek, dersleri boyunca Çince bilmediğini ve amacının, Çinli devrimcileri net bir siyasi strateji üretecek teorik araçlarla donatmak için Çin tarihindeki toplumsal yönelimleri belirlemek olduğunu hatırlatıyor.

Radek’in derslerinde ele aldığı başlıca sorulardan biri, kapitalizmin Çin’de neden gelişmediği ve 1920’lerde hâlâ feodal bir toplumsal yapı olup olmadığıdır. Çok sayıda önemli Marksist, Çin’e ilişkin oryantalist bir görüşe sahipti ve Radek, toplumsal ilişkileri bulanıklaştırdığı için bu görüşü çürütmeye çalışıyor. Örneğin Eugene Varga, Çin devletinin baskıcı olmayan bir rolü olduğunu ve “su tedarikini sağlama, sellerden korunma ve toprağın sulanmasını taahhüt etme gerekliliğinden” doğduğunu düşünüyordu. Ardından, baskıcı bir devletin yokluğunun, Çin egemen sınıfını kapitalizmi kurmaktan alıkoyduğu ve onları feodal bir üretim tarzına saplanıp kaldığı sonucuna ulaşıyordu. Bu yanlış görüş, bazen devrimci hareketin Çin burjuva devrimini gerçekleştirmek için köhne feodal ilişkilere karşı yöneltildiğini öne süren Komintern’de bile karşılık buldu.

Radek, Çin devletinin, eski feodal soyluların feodalizmi kurmak için köylülüğü kendilerine tabi kılmaya çalışmaları nedeniyle ortaya çıktığını göstererek bu tezi reddeder. O sırada hakim olan görüşün aksine, Radek feodalizmin M.Ö. üçüncü yüzyılda ortadan kaldırıldığını ve yerini toprağın özel mülkiyetinin aldığı,  metaların tüccarlar tarafından pazarda satıldığı bir üretim tarzıyla değiştirdiğini savunuyor. Çin’in kapitalizmi geliştiremeyeceğini çünkü Moğol imparatorluğunun çöküşü nedeniyle on dördüncü yüzyılda tecrit edildiğini ve bunun sonucunda “Çin ticaret sermayesinin Çin’in kendisiyle sınırlı olduğunu, tüm dış pazarlardan koptuğunu” iddia ediyor. Çin’de imalatın on dördüncü yüzyılda oldukça gelişmiş olmasına rağmen, Çin’in izolasyonu ve sömürgeci yayılmaya angaje olma konusundaki yetersizliği nedeniyle daha fazla ilerleyemedi. Kırda feodal uygulamalar varlığını sürdürürken, köylüler emeklerinin ürünlerini tüketip mallarını piyasada meta olarak sattılar. Özel toprak mülkiyeti, emtia piyasası ilişkileriyle birleştiğinde, Çin kapitalizminin çekirdeğini oluşturdu; bu da ancak 19. yüzyılda Nanjing Antlaşması’nın Çin’i emperyalist sömürüye açtığında tamamen açıklığa kavuştu.

Radek, Çin burjuvazisinin ortaya çıkışına büyük önem veriyor. Qing Hanedanlığı döneminde ticari sermayeye, devlet bürokrasisine ve vergi tahsildarlarına bağlı büyük toprak sahiplerinin olduğunu belirtiyor. Radek, 19. yüzyılda Britanya gibi emperyalist ülkelerin Çin ile ilişki kurmaya başladığı zaman, ayrı bir ticaret burjuvazisinin ortaya çıktığını savunuyor. Emperyalistler, Çin pazarlarına girebilmek için kapitalist toplumsal ilişkilere zaten katılmış olan ve büyük miktarda toprağa erişimi olan Çinli tüccarlarla aynı safta yer aldılar. Bu yeni Çin komprador burjuvazisi “yabancı kapitalistler ile Çin piyasası arasında aracı olarak hareket etti” ve kamu görevlilerine rüşvet vererek Çin devletinde emperyalistlerin çıkarlarını savundu. Radek, Çin komprador burjuvazisinin genellikle büyük bir kapitalist firmanın “küçük ortağı” olduğunu ve ticari kararlar üzerinde bir miktar özerkliğe sahip kendi ofisine sahip olduğunu ve tüm büyük işlemlerde kilit bir figür olduğunu belirtiyor. Çin komprador burjuvazisi, demiryolları inşa edebilmeleri, Çin limanlarına erişim sağlayabilmeleri ve mal ithal edebilmeleri için İngiliz, Alman ve Rus kapitalistlerine iş sözleşmeleri yapmak için önemliydi.

Radek, İngiltere, Rusya, Almanya ve Fransa gibi emperyalist ülkelerin bölgeye hakim olmak için Çin içinde stratejik konumlar kazanmaya çalıştıkları süreci ayrıntılı bir şekilde araştırıyor. Çin’i izolasyonundan çıkararak, emperyalizmin “Çin’i dünyanın geri kalanından ayıran toplumsal durgunluk duvarını” yıkarak ilerici bir rol oynadığına dair tartışmalı iddiada bulunuyor. Ancak, Çin burjuvazisi bölünüp, bir bölümü  anti-emperyalist bir duruş benimsemeye başladığında, emperyalizmin Çin’e karşı giderek daha saldırgan hale gelmesi nedeniyle bu ilerici rolün uzun sürmediğine dikkat çekiyor. Ulusal burjuvazi, siyasi liderliğini Guomindang’ın sağ kanadında buldu ve modern bir burjuva parlamentosu oluşturmak, Çin’de modern sanayi yaratmak ve birleşik bir Çin’de merkezi bir ordu kurmak isteyen Kang Youwei gibi figürler etrafında birleşmişti.

1920’lerde Çin Komünist Partisi, Çin milliyetçi partisi Kuomintang (KMT) ile resmi bir ittifak içindeydi. Çinli komünistler, burjuvazi ile uyumlu sağcı unsurları tecrit ederken sol kanat üyelerini kazanmaya çalıştılar. Radek’in belirttiği gibi, buraya, “hala ağır ağır ilerleyen küçük-burjuvaziyi ve köylüyü” tüccarları, toprak sahiplerini ve fabrika patronlarını kazanmak için girdik.” Radek bu stratejiyi desteklese de, ulusal burjuvaziyi tecrit edecek radikal taleplerde bulunmaktan korkan Stalin ve Buharin gibi sağcı unsurları eleştiriyordu. Tüm Çin ulusal hareketinin, ulusal burjuvazi, küçük burjuvazi, işçi sınıfı ve köylülükten oluşan bir “dört sınıf bloğu”nun ortaya çıkmasıyla sonuçlanan emperyalizme karşı mücadeleyi desteklemesi gerektiğini savunuyorlardı. Bu, Çinli komünistlerin bazen grev kırıcıları desteklemelerine, işçilerin Kuomintang güçleri tarafından vurulmasıyla ilgili haberleri sansürlemelerine ve tarım devrimi taleplerinde bulunmayı reddetmelerine neden oldu.


Çan Kay Şek ve Mao Zedong – 1945

Radek, ulusal burjuvaziyi birleşik cepheye dahil etmeye karşı çok eleştireldi, çünkü Çin burjuvazisi, köylülüğü sömüren ve onların yoksullaşmasına neden olan toprak ağalarına doğrudan bağlıydı. Bu nedenle, Çinli köylüler kendilerini kurtarmak için burjuvaziye güvenemezler ve birleşik cepheye dahil olduklarında ancak acı çekeceklerdir. Yirmili yıllarda sürekli olarak gösterildiği gibi, Çin burjuvazisi, tarım devrimine karşı çıkarak, sürekli olarak “ulusal hareketin köylülüğü eşi benzeri görülmemiş zor konumundan kurtarma çabalarına karşı” mücadele etti. Ulusal burjuvazi emperyalizme karşı olsa da  sınıfsal temelleri köylülüğün sömürülmesi üzerine kurulmuş ve bu nedenle toprak reformlarını desteklemesini engellemiştir. Radek, modern kapitalizmin gelişmesiyle birlikte Çin köylülüğünün birincil müttefikinin Şanghay gibi şehirlerde bulunan büyük sanayi merkezlerinde yerleşik işçi sınıfı olduğunu savunuyor.

Çin’de, Şanghay Katliamı ve Kuomintang’daki bölünme gibi olaylar ortaya çıktıkça, Radek’in dersleri ve konuşmaları giderek daha polemik bir ton alır ve sonunda Komintern stratejisinin keskin bir eleştirisiyle sonuçlanır. 1927’de Kuomintang’da büyük bir bölünme yaşandı ve solcuların Wang Jingwei’nin liderliği altında Wuhan’da yoğunlaşmasıyla, gerici sağcıların Nanjing’de Çan Kay-şek çevresinde toplanmasıyla sonuçlandı. Stalin, komünistlerin solcu KMT üyeleriyle birleşerek ve GMD’yi Çin Devrimi’ni ilerletmek için bir araç olarak kullanarak Wuhan hükümetinde hegemonik bir konum kazanmak için mücadele etmesi gerektiğini savunuyordu. Radek, Wuhan’daki KMT yönetiminin toprak sahipleriyle ve militarist çıkarlarla bağları olduğu için bu pozisyonu çok eleştiriyordu. Solcu Kuomintang liderliğinin bile, radikal taleplerde bulunmaya başlar başlamaz işçilere ve köylülere eninde sonunda ihanet edeceğinden endişeleniyordu. Troçki ve Zinovyev ile aynı safta yer alan Radek, komünistlerin Wuhan hükümetinden çekilmesi, Komünist Partinin bağımsızlığını güçlendirmesi, işçileri ve köylüleri silahlandırması ve devrimci faaliyetin koordinasyonu için Sovyetler yaratması gerektiğini savunuyordu. Kuomintang liderliğine karşı teşhir kampanyaları yürütmelerini, ancak “kahrolsun toprak sahipleri” sloganını ortaya koyarak ilerici tabandaki KMT üyelerini kazanmaya çalışmalarını söylüyorlardı. Radek, “işçilerin, köylülerin ve kent küçük burjuvazisinin birleşik cephesinin Çin devriminin zaferinin teminatı olduğuna” işaret ediyordu.

KUTV’daki  konumunu Stalinizmi eleştirmek için kullanma cesaretini bulan Radek, Komintern stratejisi üzerinde büyük bir tartışmanın çıkmasına neden oldu. Ne yazık ki, Stalinist liderler eleştirilerini ciddiye almak yerine Radek’i öğretmenlik görevinden aldılar, Komünist Partiden ihraç ettiler ve daha sonra Sibirya’ya sürgün ettiler. Stalin ve Buharin’in sınıf işbirliği politikası, sadece derslerinde Radek tarafından değil, Çin’de binlerce Çinli işçiyi, sendikacıyı ve komünisti öldüren bir iç savaşla sonuçlanan müteakip olaylar tarafından da çürütüldü. Radek daha sonra Stalin’le anlaşsa ve Troçkist yoldaşlarına ihanet etse de Çin’deki Stalinizm eleştirisi sol muhalefetin siyasetini anlamak için oldukça önemli. Karl Radek’in Çin üzerine derslerinin yayınlanması bu nedenle son derece mühim ve umarım Radek’in sosyalistler, Marksistler ve Çin üzerine çalışan akademisyenler tarafından incelenmesiyle sonuçlanır.

Kaynak: https://marxandphilosophy.org.uk/reviews/19783_karl-radek-on-china-documents-from-the-former-secret-soviet-archives-by-alexander-pantsov-ed-reviewed-by-fabian-van-onzen/

Karl Radek on China: Documents from the Former Secret Soviet Archives
Alexander Pantsov (ed)
Karl Radek on China: Documents from the Former Secret Soviet Archives
Brill, Historical Materialism Book Series, Volume: 219, Leiden, 2020. 510 pp., €205 hb

Çeviren: Meral Alankuş